25 Ekim 2011 Salı

Siyasette Algı Yönetiminin Önemi: Van Depremi ve Mustafa Sarıgül Örneği

Algıyı yönetmek, "iletişimi yönetmek"; iletişim de "algılamayı yönetmek, davranış biçimleri oluşturmak ve iş hedeflerine ulaşmak için bir araç" olduğuna göre, geriye tek soru kalıyor: Algıyı nasıl yöneteceksiniz? Algıyı yönetebilmek için, mantıkla ilişkili olan ikna yönteminin yanısıra hedef kitlenin/tüketicinin motive edilmesi ve onunla duygusal iletişim kurulması gerekir.

Bunun için de Ali Saydam'ın" Algılama Yönetimi:İletişimin Akıl ve Gönül Penceresi" kitabında da belirttiği gibi; 

1- Hedef kitlenin değerleri ile uyumlu davranmalısınız, 
2- Hedef kitlenin kültürüne özen göstermelisiniz, 
3- Beklentilerin üzerinde yaklaşım sergilemelisiniz, 
4- Kafaları karıştırmamalısınız, 
5- Sonuca odaklanmalısınız, 
6- Ölçümleme yapmalısınız,
7- Gerçeklere dayanmalısınız, 
8- Tekrar etmelisiniz,
9- Farklılaşmaları yönetebilmelisiniz,
10- Görselliği doğru yönetmelisiniz, 
11- Düşüncelerden çok duygulara hitap etmelisiniz.

Algılamanın özünü oluşturan yorumlama gücü ile dış dünyayı ihtiyaçlarınız/beklentileriniz/istekleriniz/değerleriniz dahilinde anlamlandırırsınız. "Varolmak, algılanmaktır" düsturundan gidersek, Alman varoluşçu filozof Martin Heidegger'in de dediği gibi, "Modern çağda var olmak algılamaktır. Modern çağın en temel özelliği dünyanın resim haline gelmesi olgusudur". Bu resmin tamamlayıcı unsuru da itibar yönetimidir.

Sadece kurum ya da kuruluşlar için değil, siyasal iletişimin yönetilmesi açısından da algı yönetimi ve itibar yönetiminin çok önemi vardır. Siyasal iletişim sürecinde mantığın yanısıra duygulara seslenen algı yönetimi, liderlerin performansına olumlu katkıda bulunmaktadır. Siyasetin ve siyasetçinin toplumsal karşılıkları olması gerekir ve bu toplumsal gerçeklik, s,yasi figürlerin yurttaşlar tarafından olumlu şekilde algılanması ile mümkündür.

Birkaç gün önce Van'da yaşanan elim depreme bakarsak, bu sürecin siyasal iletişim boyutuyla nasıl yönetilmesi gerektiğine en iyi örnek, Mustafa Sarıgül olacaktır. İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanlığını yürüten Mustafa Sarıgül, yerel yönetimciliğinin ötesinde ulusal siyasal kimliğiyle deprem sonrası sürece anında müdahil olmuş ve bölgedeki depremzede yurttaşlar için belediyece yardım kampanyası organize etmiştir.

Sosyal medyayı etkin kullanarak, yardım organizasyonunun daha hızlı bir şekilde, daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamıştır. Belediyeye İstanbul'un birçok ilçesinden gelen yardım paketlerini, kıyafetleri, kuru gıdayı, ilacı paketleyerek aynı gün içerisinde tırlar aracılığıyla Van'a göndermiştir.

Sarıgül Van'a tır göndermekle kalmamış, Pazar gecesi deprem sonrası yaşananları olay yerinde görmek amacıyla Van'a gitmiştir. Sarıgül'ün başarısında yatan en önemli unsur; olaya anında, doğru iletişim kanallarını kullanarak doğru bir iletişim stratejisi ile müdahil olmasıdır. Bunun dışında;

- Klasik iletişim mecralarının yanısıra sosyal paylaşım ağlarından Twitter'ı sürekli bilgi akışıyla etkin kullanarak gençlere ulaşmıştır. Yerel yönetimlerin klasik seçmen profilini orta yaş grubunun oluşturduğunu düşünürsek, Sarıgül bu çalışmayla genç kitleyi de kazanmayı başarmıştır.

- Van'a giderek oradaki halka sahip çıktığı mesajını vermiş, bu da siyasal imajını olumlu bir şekilde pekiştirmiştir. İletişimde insanlara birebir dokunmak çok önemlidir, özellikle de siyasal iletişimde. Klasik iletişim yöntemlerinin yanısıra teknolojinin nimetlerinden faydalanarak sosyal medyayı kullanan Sarıgül, yüzyüze iletişimin yadsınamaz gücünü de kendi lehine kullanmasını bilmiştir.

- Yerel yönetim olarak Van'daki depremzedeler için yardım organizasyonu düzenleyen ilk belediye başkanı olma ünvanını kazanarak diğer yerel yönetimcilere örnek olmuştur. Buradaki başarısının ardında insani duyarlılığının fazla ollması yatmaktadır.


Özetlemek gerekirse, Mustafa Sarıgül yaptığı bu çalışmayla iletişimi iyi yönetmiş, bunun sonucunda da algıyı olumlu bir şekilde yönetmesini bilmiştir. Sarıgül'ün geçmişte yarattığı ve halihazırda sahip olduğu  "toplumsal olaylara duyarlı, güvenilir ve halkın yanında olan" siyasetçi kimliği, başarılı algı yönetimi ile itibarının da daha fazla yükselmesine neden olmuştur.




Artık Sarıgül'ün toplum nezdinde itibarı yadsınmayacak yerdedir. Onun geçmişteki siyasi duruşunu, söylevlerini beğenmeyen kişiler bile kendisine sempati ile bakmaya başlamıştır. Bu da bize siyasetin sadece söylev söyleme değil, çözüm götürme sanatı olduğunu ve Sarıgül'ün de bu sanatı akıl ve duygu bileşimlerini uyumlu kullanarak başarıyla icra ettiğini göstermiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder